dilara'nın dünyası
 
  ANA SAYFA
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  Hayvanlar Alemi
  Haberler
  Chat odaları
  Oyunlarım
  Müzik
  sitelerin reklamları
  MaTRaXxX # BeRnA
  okunabilen en büyük sayı
MaTRaXxX # BeRnA
 

MaTRaXxX # BeRnA

Gitmek gerek...

 

Görüyorsun işte, senin için çarpmıyor yüreği artık. Bir başka hayatta o , sense umutsuzca bir bekleyiş içindesin. Bekleme , bu bekleyiş öldürür insanı. Gitmek gerekir bazen, gönderilmeyi beklemeden. Arkana dönüp bakmadan ve ağlamadan gitmek gerekir, acıya aldırmadan...

 

Hiç beklemediğin bir andır o, “Hiç birşey bitmeyece, sonsuza kadar sürecek” diye düşünürken çıkıverir ortaya olduğun yere mıhlar seni. O ana kadar fark edemediğin herşey birden dökülür ortaya, taşlar yerine oturur. Gözleri eskisi gibi bakmıyordur değil mi ? Eskisi gibi dokunmuyordur elleri. Tenindeki o sıcaklık kaybolmuştur sana bakarken istemdışı hareket ediyordur artık. Hatta gözlerini kaçırmaya başlamıştır, geçirdiğiniz vakitler olabildiğine azalmıştır. Ya hiç konuşmamaktadır yada havadan sudan muhabbetlerle geçiştirmektedir.

 

Aslında birşeyler söylemek istemektedir sana ama bir türlü konuya girememektedir. Bu yüzden susmayı yeğlemektedir. Nedenini bir tek onun bildiği bir gerginlik vardır aranızda. Kurşun gibi ağır bir hava, öldürücü bir sessizlik... Sonra düşünmeye başlarsın, dünü önceki günü, bir hafta öncesini, bir ay öncesini ve çok daha eski geçmişi... Hangi olaydı sizi bu hale getiren ? Ne hata yapmıştın ? Kırmışmıydın onu ? Senden sevginden şüphe edecek birşey mi yapmıştın ? Düşünme bulamayacaksın. Zorlama kendini, soruları cevaplayamayacaksın.

 

Sonra tutamayacaksın kendini, sessizliği bozacaksın, “Neyin var ?” , “Niye böylesin ?” diye soracaksın. Hala soğukkanlılığını kaybetmediysen... Yada kızacaksın “Bu ilgisizliğin altında yatan nedir ?” diye daha sert çıkacaksın, sesindeki titremeyi hissettirmemeye çalışarak. “Hiçbirşey yok, sana öyle geliyor” desin diye dua ederek. O yüzleşme anını, gerçeğin ortaya çıkış anını ertelemekten başka hiçbirşeye yaramaz bu cevap. Geçicide olsa rahatlatacaktır seni, inanmak istemeyeceksindir çünkü. Başka herhangi bir cevap yıkacaktır seni bilirsin.

 

Çıkışı olmayan bir labirenttir. Hangi koridora girersen gir, sonuç değişmez, hapissindir işte. Orada kalacaksındır sonsuza dek. Yinede çırpınırsın bir yol bulabilmek için. Bu yüzdendir beklediğin cevabı duymak istemen. Diyelim ki, duymak istediğin cevabı verdi, gerçek bu muydu peki ? “Madem gerçek değil, öyleyse doğruyu niye söylemiyordu ?” diye yorma kafanı, vardır bir sebebi... Üzülmeni istemiyordur belki ne dersin ? Bak, hafif kelimeler kullandım , için acımasın diye, sen yıkılmayasın diye asıl söylemek istediği şey yerine bahaneler sıralıyordur.

 

Aşk böyle birşeydir işte, sadece görmek istediğini görürsün, duymak istediğini duyarsın. Sözcüklere , kendi anlamları yerine işine gelen anlamları yükler durursun. O, ne anlatmak isterse istesin sen sadece kendini algıladığını algılarsın. Zor, çok zor...

 

Gitmek gerekir bazen, bunları yaşamamak için.Bir insana acıma duygusunu hissettirmemek için. Kalıpda daha fazla kendine haksızlık etmemek için. Gözleri iyi açmak gerekir, aşkın bittiğini, artık istenmediğini görmek için. Söylenmesini gerekir illa ? İlla tane tane anlatılması mı gerekir. Ama sen halen seviyorsun değil mi ? Bunun bir önemi yok artık onun için. O, başka bir boyuta geçmiştir çoktan. Bir ayrılabilse senden, bir anlayabilsen onun için aşkın bittiğini çok rahatlayacaktır, üzerinden büyük bir yük kalkacaktır. Aslında biliyor musun ? o da olmayacak şeyleri düşünmektedir o an. “Ayrılsak da arkadaş kalsak...” gibi. Olmaz ki, mümkün değilki bu. O da bilir, bilir ama hiç olmazsa vicdanını rahatlatır biraz. Gidiyor ya, sorumluluk hissetmektedir ya... Aldırmamalısın bunlara. Bir taraf açıksa hala, iki sevgili arasında arkadaşlık söz konusu olamaz.

 

Peki ya bahaneler sıralamak yerine “Yeter artık ne olacaksa olsun” diye düşünerel pat diye söyleyiverirse gerçeği ? “Bitti artık” deyiverirse birden ? İlk aklına gelen soru, “Ama neden, hani beni çok seviyordun, hani bensiz yapamazdın ?” olacak değil mi ? Sorma sakın... Sus, suskunluğunla ört içindeki kasırgayı. Esip kavuran yakıp yıkano kasırga daha çok uzun süre esecek içinde. Şimdiden teslim olma. İlle birşey söylemek istiyorsan “Gidiyorum” de, “Madem bitti benimde işim yok artık o yürekte...”

 

Gitmek gerekir bazen, işte o an gelmiştir. Kabul etmek istemesende. Belirsiz bir yolculuktur bu. Nereye gideceğini ne zaman biteceğini bilmeden çıkarsın yola. Yürek ağrısıda cabası... Çekebileceğin en büyük acılardan biridir. Kaçışıda yoktur üstelik, nereye gitsen seninle gelir. Kapıyı ört ve bakma ardına, ağlama. Yanlızlığı arkadaş edin kendine. Biliyorum, dışarıya doğru ilk adımını attığın andan itibaren dönmek isteyeceksin geriye ama sakın dönme. Sıfırsın ya o anda, dönüşün sıfırın altına indirecektir seni.

 

Belkide o dönmek ister bir süre sonra, tekrar eski günlerdeki gibi olursunuz ne dersin ? Hayır, inanma bu söylediğime hiç birşey eskisi gibi olmaz. Yaşanan hiçbir an bir daha yaşanmaz.“Başkasını buldu  beni aldattı.“ Diye yeme kendini, ne önemi var bunun ? Öyle yada böyle bitti işte, kim olursa olsun onun hayatında. Tek gerçek, bir daha senin olamayacağını kabuulen.

 

Gitmek gerekir bazen, yüreği dinlendirmek, kendini dinlemek ve yanlızlığın seni olgunlaştırmasını beklemek için... Aynı şeyler bir daha geldiğinde yine gidebilme gücünü bulabilmen için... Aşkı yeniden yaşayabilmen için... Gitmek gerekir bazen...

 

Mehmet Selim TURAN

11.06.2007

© 2008 www.oynuyoruz.netTüm Hakları Saklıdır İzinsiz İçerik KullanılamazeXTReMe Tracker
En iyi 1024x768 ekran çözünürlüğü ve Microsoft İnternet Explorer ile görüntülenir.
Oynuyoruz Tarafından Host Edilmektedir.
Proje: Mehmet Selim TURAN
ALINTIDIR.........
 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol